Bu hafta sonun da, AK Parti kadın kolları kongresi oldu. Büyük bir çoşku ve katılımla yeniden Ayşe Çakmak 3’cü kez AK Parti kadın kolları başkanlığına seçilererek, güven tazeledi. Bende değerli Ayşe Başkanı tebrik ediyor başarılarının devamını diliyorum. Hiç şüphesiz bu kongreye damgasını vuran Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Başkanı Şanlıurfa Milletvekili Sayın Mehmet Kasım Gülpınar’ın 10 dakikalık konuşması oldu ve bu konuşma içerisinde can alıcı (Ki her Siverek’e geldiğinde devamlı söz ettiği) vefa ile ilgili konuşması oldu. Hafta sonu yaptığı konuşmasının içinde geçen şu cümleler ne kadarda düşündürücü? Sayın Gülpınar şöyle demişti, “Maalesef siyasete girdiğimiz günden beri çok vefasızlıklarla karşılaştık. Ama bir gün o vefasızların da bir gün ecri olacaktır. Birilerinin elinden tutarsınız, gayret edersiniz, onun için risk göze alırsınız ama gün gelir bir makam uğruna, üç kuruşluk dünya rahatı uğruna sizi unutur, sizi görmez, sizden kopar ve oda yetmiyormuş gibi sizin aleyhiniz de faaliyet gösterir. Hiç önemli değil. Biz bu işlerin farkında değiliz diye bilmesin kimse ama biz aldığımız İslami terbiye gereği susmak zorundayız. Allah onların oyunlarını bozacaktır. Biz onlar gibi olmayacağız, siz de onlar gibi olmayacaksınız inşallah. Eğer vefadan bir milim uzaklaşırsak, işte Allah o zaman bizi kahr eder ve bu dava da hiçbir zaman bizi başarılı kılmaz” Sayın Mehmet Kasım Gülpınar’ın söylerken içinin cız ettiği her halinden belli, bu vefa konulu konuşmaları neden her ilçemize geldiğin de yapıyor? Peki bu vefasız (lar) kim? Niyedir bende anlamadım, oturduğumuz, sohbet ortamlarında, meclislerde herşeyi konuşur ve herşeyi söyleriz ama iş başa düştüğü zaman herkes sus pus olur. Siverek’in yarısından fazlası sayın Gülpınar’ın söz ettiği bu vefasız (lar)ı iyi biliyor ama herkes bana ne söylemiyle diline dolandırmaktan, yada yazıya dökmekten korkuyor. Biz bu vefasız(lar) ın kim olduğunu biliyor olsakta, bu son konuşmasından sonra kim oldukları ortaya çıkıyor. “Birilerinin elinden tutarsınız, gayret edersiniz, onun için risk göze alırsınız ama gün gelir bir makam uğruna, üç kuruşluk dünya rahatı uğruna sizi unutur, sizi görmez, sizden kopar ve oda yetmiyormuş gibi sizin aleyhiniz de faaliyet gösterir”   Kimin elinden tuttu, gayret etti ve risk göze aldı? Bu sorunun cevabı 2014 yerel seçimlerinde sayın Gülpınar’ın tutumunu görüyoruz. Mevcut Belediye Başkanı ve yönetiminin başa gelmesi için, canla başla çalıştı. Başta bazı Bakanlar olmak üzere feodal yapının adayları üzerine diretmesi ve onların oturması halinde seçimlerin yüzde yüz kazanılacağı garantisi olmasına rağmen, Gülpınar Siverek’in yenilikçi ve halktan bir adayın Belediye koltuğuna oturması ısrarı ve bu ısrarı üzerine istifa dilekçesini cebinde taşıdı. Çünkü o Siverek’lilere bir söz vermişti. Kırk yıllık bir hantal yapı yerine değişimi getirecek sözü ve bunu da halkın içinden,çift ismi olmayan biri ile yapacaktı. Bu kişi yakını olmayacak, bölgesinden de olmayacaktı. Ve öyle de oldu. Bir tavlacının okuyan oğlu Belediye Başkan adayı oldu ve oda arkasında durdu. Birilerinden korkup adaylıktan istifa edip kaçtığı zaman, o yanın da durdu yine aday olmasını sağladı. Bunları yaparken siyasi hayatında büyük riskler aldı. Çünkü bu tavlacının oğlu kazanmasaydı, Gülpınar’da kendi siyasi hayatına son verecek, istifa edecekti. Yerel seçimler de Gülpınar ve parti teşkilatı, kadınıyla, erkeğiyle, gençleriyle canla başla çalıştı. İlçe Başkanı Çelik’te oğlunun şeker hastalığına aldırış etmeden çalıştı, oğlunu hastane hastane dolaştıracağı yerde, bazen günlerce onu görmedi bile,  gecesini gündüze katarak yerel seçimlerin kazanılması için uğraştı. Ve sonun da hedefe varıldı ve seçim kazanıldı. Halktan biri, halkın sorunlarını anlayan, halkın dertleriyele hemhal olacak biri başa geldi diye sivinirken, birkaç ayı geçmedi vefasızlıklar başgöstermeye başladı. Güç zehirlenmesi dediğimiz olay maalesef mevcut yönetimi sardı. Ve bu ilk olarak Sayın Gülpınar ve AK Parti yönetime karşı gelişti bu vefasızlık. Belediye sanki Gülpınar ve AK Parti teşkilatıyla beraber kazanılmamış, başka güçler taarfından kazanılmış havası verilmeye başlandı. Seçim sürecin de beraber yürünen kişiler düşman olarak kabul edilmeye ve bunlardan bir çoğu belediyede ki işlerinden kovularak cezalandırıldı. Belediye de insanlara mecburi tercihler zorla kabul ettirilmeye çalışıldı, ya mevcut yönetimin yanında, yada sayın Gülpınar’ın yanında olacaklar diye. Gülpınar’ı tercih edenler kendilerini kapı önünde gördü. Ve dört yılı geride bıraktığımız yerel seçimler zaferi, maalesef bu tutarsızlıklar içerisin de, hizmet yerine parti ve partinin yanın da yer alanlara karşı acımasız çıkışlarla devam etti. Tabii bu çıkışlar, bu vefasızlıklardır işte Sayın Gülpınar’ı üzen ve her konuşmasın da, vefadan söz etmesine sebep olan. Ben bunu anladım… Siz başka bir şey anlamışsanız buyrun yazın…