Mevlüt Bayraktar
Köşe Yazarı
Mevlüt Bayraktar
 

Bir Dilim Ekmeğe Yüzde 67 Zam!

Bir sabah uyandık… Ve bir zamanlar yoksulların sofralarında “eksik olmaz” denilen, bayatladığında köfteye, çorbaya karıştırılan ve umutla bir kenarda bekletilen o ekmek, bir gecede artık fakir sofrasının lüks bir yiyecek oldu! Siverek’te, 15 liraya satılan 420 gramlık ekmek, bir sabah ansızın 25 lira oldu. Ne kimseye danışıldı ne de “bu millet ne yer ne içer?” diye kimseye soruldu. Sabah erkenden fırına giden yaşlı bir amcanın elindeki bozukluklar yetmedi ekmeğe. Ve yoksulluğun üzerine, bir kırbaç daha indi.   Merak ettim… Buğday fiyatlarına baktım. Değişen hiçbir şey yok. Mazot deseniz, zam hep vardı. Elektrik zaten her ay yeniden tanıtıyor kendini faturada. Ama yine de bir gecede yüzde Altmış yedi… Bu bir fiyat artışı değil. Bu yoksul insana karşı bir meydan okumadır. Bu, “Sen aç kal, ne olursa olsun, umurumuzda değil” demektir. Eskiden fırıncılar mahalle büyüğüydü… Çocuklar annelerine küserdi ama fırındaki Hasan Amca’ya selamı kesmezdi. Şimdi ne oldu da karanlıkta zam yapar gibi, gizlice, sessizce, hiç kimseye danışmadan, halkın boğazına uzanılır oldu? Hadi diyelim un zamlandı, hadi diyelim maliyet arttı… Peki yüzde 67 gibi bir zammı yapıldı, una? Maliyet yüzde 67’mi yükseldi? Peki o zaman hangi akıl ve mantıkla bu zam yapıldı? Neden bu kadar hoyrat bir tavırla halkın boğazından geçen ekmeğe de o elleriniz uzadı? Gelir kaynağı asgari ücret veya onun altında olan binlerce insanı hiç yokmuş gibi davranıyorsunuz?   Daha önce bu memlekette vicdan vardı ama şimdi rakamlar var, daha nasıl zenginleşiriz diyen odalar, kurumlar var? İşin içine para girince, vicdanlarda kayboldu! Çünkü bu ülkede kurullar, odalar, birlikler halktan yana değil; fiyat etiketinden yana. Ve bu ülkede sessiz kalmanın bedeli, boğazdan çıkan her lokmaya razılık var, teslimiyet var! Siverek Kahveciler, Lokantacılar ve Fırıncılar Odası… Adında “esnaf” ve “sanatkâr” geçen bir kurum, halkın en kutsal değerine, ekmeğine, bir gecede darbe vurdu. Sanatkâr kelimesine bu kadar uzak, vicdan kelimesine bu kadar yabancı olamazsınız.   Bu şehir, asırlardır yoksulluğu sabırla karşılamış, sofrasında üç ekmeği varsa birini komşusuna ayırmış bir şehir. O yüzden ekmek burada sadece karın doyurmaz. Onur, şeref ve paylaşmak demektir. Ama bugün… Ekmek fırınlarda bir lüks olurken, bir annenin gözleri fırın rafında asılı kalıyor. “Git on ekmek al misafirimiz gelecek” diyen babaların sesini kıstınız! “Komşu bugün size yemeğe gelelim mi?” diyen komşuya, bir annenin boynunu büktürdünüz! Ekmeğin değerini yükselttikçe, insanlığı küçültünüz!   Bir dilim ekmeği yüzde 67 zamla büyütenler, fakirlerin yükünü iki katına çıkarıyor. Ve bu şehirde, o artan 10 lira bir çocuğun defterinden, bir annenin huzurundan, bir yaşlının duasından kesiliyor. Bir dilim ekmekti sadece… Ama onurla yenilirdi. Şimdi pahalı satılıyor ama acıyla bakılıyor arkasından.   Ve ben soruyorum… Bu nasıl bir adalettir? Bu nasıl bir hesap? Bu nasıl bir ekmek ki, artık kokusu yoksula sevinci değil, korkuyu çağrıştırıyor… Ha kimseye de demiyorum bu haksız zamma müdahale edin! Herkesi vicdanıyla baş başa bırakıyorum…. 16.07.2025 Siverek
Ekleme Tarihi: 16 Temmuz 2025 -Çarşamba

Bir Dilim Ekmeğe Yüzde 67 Zam!

Bir sabah uyandık…

Ve bir zamanlar yoksulların sofralarında “eksik olmaz” denilen, bayatladığında köfteye, çorbaya karıştırılan ve umutla bir kenarda bekletilen o ekmek, bir gecede artık fakir sofrasının lüks bir yiyecek oldu!

Siverek’te, 15 liraya satılan 420 gramlık ekmek, bir sabah ansızın 25 lira oldu.

Ne kimseye danışıldı ne de “bu millet ne yer ne içer?” diye kimseye soruldu.

Sabah erkenden fırına giden yaşlı bir amcanın elindeki bozukluklar yetmedi ekmeğe.

Ve yoksulluğun üzerine, bir kırbaç daha indi.

 

Merak ettim…

Buğday fiyatlarına baktım.

Değişen hiçbir şey yok.

Mazot deseniz, zam hep vardı.

Elektrik zaten her ay yeniden tanıtıyor kendini faturada.

Ama yine de bir gecede yüzde Altmış yedi…

Bu bir fiyat artışı değil.

Bu yoksul insana karşı bir meydan okumadır.

Bu, “Sen aç kal, ne olursa olsun, umurumuzda değil” demektir.

Eskiden fırıncılar mahalle büyüğüydü…

Çocuklar annelerine küserdi ama fırındaki Hasan Amca’ya selamı kesmezdi.

Şimdi ne oldu da karanlıkta zam yapar gibi, gizlice, sessizce, hiç kimseye danışmadan, halkın boğazına uzanılır oldu?

Hadi diyelim un zamlandı, hadi diyelim maliyet arttı…

Peki yüzde 67 gibi bir zammı yapıldı, una?

Maliyet yüzde 67’mi yükseldi?

Peki o zaman hangi akıl ve mantıkla bu zam yapıldı?

Neden bu kadar hoyrat bir tavırla halkın boğazından geçen ekmeğe de o elleriniz uzadı?

Gelir kaynağı asgari ücret veya onun altında olan binlerce insanı hiç yokmuş gibi davranıyorsunuz?

 

Daha önce bu memlekette vicdan vardı ama şimdi rakamlar var, daha nasıl zenginleşiriz diyen odalar, kurumlar var?

İşin içine para girince, vicdanlarda kayboldu!

Çünkü bu ülkede kurullar, odalar, birlikler halktan yana değil; fiyat etiketinden yana.

Ve bu ülkede sessiz kalmanın bedeli, boğazdan çıkan her lokmaya razılık var, teslimiyet var!

Siverek Kahveciler, Lokantacılar ve Fırıncılar Odası…

Adında “esnaf” ve “sanatkâr” geçen bir kurum, halkın en kutsal değerine, ekmeğine, bir gecede darbe vurdu.

Sanatkâr kelimesine bu kadar uzak, vicdan kelimesine bu kadar yabancı olamazsınız.

 

Bu şehir, asırlardır yoksulluğu sabırla karşılamış, sofrasında üç ekmeği varsa birini komşusuna ayırmış bir şehir.

O yüzden ekmek burada sadece karın doyurmaz.

Onur, şeref ve paylaşmak demektir.

Ama bugün…

Ekmek fırınlarda bir lüks olurken, bir annenin gözleri fırın rafında asılı kalıyor.

“Git on ekmek al misafirimiz gelecek” diyen babaların sesini kıstınız!

“Komşu bugün size yemeğe gelelim mi?” diyen komşuya, bir annenin boynunu büktürdünüz!

Ekmeğin değerini yükselttikçe, insanlığı küçültünüz!

 

Bir dilim ekmeği yüzde 67 zamla büyütenler, fakirlerin yükünü iki katına çıkarıyor.

Ve bu şehirde, o artan 10 lira bir çocuğun defterinden, bir annenin huzurundan, bir yaşlının duasından kesiliyor.

Bir dilim ekmekti sadece…

Ama onurla yenilirdi.

Şimdi pahalı satılıyor ama acıyla bakılıyor arkasından.

 

Ve ben soruyorum…

Bu nasıl bir adalettir?

Bu nasıl bir hesap?

Bu nasıl bir ekmek ki, artık kokusu yoksula sevinci değil, korkuyu çağrıştırıyor…

Ha kimseye de demiyorum bu haksız zamma müdahale edin!

Herkesi vicdanıyla baş başa bırakıyorum….

16.07.2025

Siverek

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habersiverek.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.