Mısır İzlenimlerim (1)
Mısır İzlenimlerim (1)
Yazarımız Mevlüt Bayraktar yazdı, ‘ Mısır İzlenimlerim (1)
Mısır…
Binlerce yıllık medeniyeti bağrında taşıyan, tarihi kadar dünyayı sarsan ve ona yön veren olaylara sahne olmuş topraklar…
Yıllardır bu kadim topraklara gitmeyi, havasını solumayı, tarih kokan sokaklarında yürümeyi istiyordum. Ne zaman Mısır’dan bahsedilse içimde bir özlem belirir, bu coğrafyanın bana anlatacakları olduğunu hissederdim.
Bu uzun bekleyiş, değerli abim ve hocam, İnfak Der Başkanı Mehmet Ali Parlak’ın telefonu ile son buldu. “Hazırlan, sen de Mısır’a bizimle gel. Hem yardım çalışmalarını takip edersin hem de Mısır’ı görmüş olursun.” dediğinde içimde tarifsiz bir heyecan oluştu. Nihayet görmek istediğim topraklara adım atma fırsatını yakalamıştım.
Urfa’dan yola çıktık. Yol arkadaşlarım İnfak Der Başkanı Mehmet Ali Parlak, İdris Abi ve Bir Yol Der Başkanı Nusret Küçükyılmaz’dı. Önce aktarmalı olarak İstanbul’a, oradan da iki saatlik bir uçuşla Kahire’ye doğru havalandık.
Tabii uçak Mısır’a yaklaştıkça içimde bir kıpırtı, tarif edilemez bir heyecan vardı. Yıllardır okumalar yaptığım, hakkında derin düşüncelere daldığım bu topraklara artık çok yakındım.
Kahire’ye İlk Adım
İki saat süren uçuşun ardından Kahire Havalimanı’na indik. Pasaport işlemleri ve vizeler tamamlandıktan sonra bizi alacak olan Gazzeli Ahmet’i beklemeye başladık. Ahmet ve ekibi burada yardım faaliyetlerini organize ediyor, Gazze’ye ulaştırılacak yardımların sorunsuz geçmesi için yoğun bir çaba sarf ediyordu.
Bu arada Nusret Abi ve İdris Abi ile ilk kez tanışıyordum. İkisi de son derece mütevazı ve sıcak insanlardı. Daha ilk dakikalarda aramızda güçlü bir samimiyet oluştu. Zaten Mehmet Ali Parlak hocayı uzun zamandır tanıyordum ve ona duyduğum güven, bu yolculuğu daha da anlamlı kılıyordu.
Kahire Havalimanı’nda beklerken sürekli yanımıza gelip taksi teklif eden insanlar oluyordu. Fakat biz Gazzeli Ahmet’i çağırmıştık, o yüzden gelen teklifleri geri çeviriyorduk.
O gün dinlenmek üzere bize ayarlanan yere geçecek, ertesi gün ise Gazze’ye göndereceğimiz yardımları organize edecektik. Yolculuk zaten yorgun düşürmüştü, ama içimdeki heyecan tüm yorgunluğun önüne geçiyordu.
Mısır Sokaklarında İlk Gece
Yaklaşık yarım saatlik bekleyişin ardından, yüzü hafif sakallı, orta boylu genç bir adam, Gazzeli Ahmet ve iki arkadaşı yanımıza geldi. Selamlaşıp çantalarımızı araçlara yerleştirdik ve konaklayacağımız yere doğru yola çıktık.
Kahire’nin caddelerinden geçerken kendimi geçmişin içinde kaybolmuş gibi hissettim. Hasan el-Benna, Seyyid Kutub, Zeynep el-Gazali ve en son Mursi ve kızı Esma aklıma geldi… Bu topraklarda nice zulümler yaşanmış, ama bir o kadar da direniş ve mücadele sergilenmişti. Tarihin sessiz tanığı olan sokaklar, o büyük mücadelenin izlerini hâlâ taşıyordu.
Şehrin önemli noktalarında yoğun güvenlik önlemleri vardı. Devlet binalarının ve kritik yerlerin çevresi askerler tarafından korunuyordu. Yüksek binaların duvarlarında Sisi’nin büyük posterleri asılıydı.
Arabamız bir süre sonra bir sitenin içine girdi. Altı-yedi katlı bir binanın önünde durduk. Nihayet konaklayacağımız yere gelmiştik. Çantalarımızı içeri taşıdık. Daire dört odalı, geniş ve rahattı. Ancak yolculuğun etkisiyle başım ağrıyordu. Üstelik Siverek’teyken üşütmüştüm, bu yüzden biraz halsiz hissediyordum. Bir ağrı kesici alıp dinlenmek istedim.
Bu sırada Nusret Abi mutfakta bizim için bir şeyler hazırlamıştı. Yol yorgunuyduk ama Siverek’ten getirdiğim ekmekle akşam yemeğimizi yiyerek güç topladık. Yarın bizi zorlu ama bir o kadar da anlamlı bir gün bekliyordu. Her birimiz odalarımıza çekilirken, Mısır’ın sessiz gecesinde geçmişin yankıları kulaklarımda çınlıyordu…
Mevlüt Bayraktar / SİVEREK
02.02.2025
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.